Top

Dünyada Sünnet

Günümüzde her yıl dünyada on üç milyondan fazla erkek çocuğu sünnet edilmektedir. Bunun günümüzdeki sebepleri; dini ve kültürel, tıbbi/tedavi edici, koruyucu/hijyenik, cinsel baskılama, olarak sıralanabilir. Genelde dini sebepler daha ön plandadır ve hatta bazılarında sünnet olmayan erkeklere evlenme hakkı verilmesi bile sebep olabilmektedir.


Dünya Sağlık Örgütü'nün 2007 yaptığı araştırmalara göre Dünya'daki 15 yaş ve üzeri erkeklerin %30'u sünnetli olduğunu belirtirken, 2012 yılında yapılan bir başka araştırmaya göre bu oran %37-39 oranındadır . Öte yandan Polonya ve Honduras gibi ülkelerde sünnetli olma oranı yaklaşık %0.1 iken,; İsrail’de %91.7 ve Türkiye ise %98.6 düzeyindedir. Bazı ülkelerde bu oranlar gün geçtikçe düşmektedir; örneğin İngiltere’de sünnetli çocuk oranları 1950'lerde %20 civarındayken, günümüzde %5ye kadar gerilemiş;ABD’de yeni doğanlarda sünnet oranı .1979 yılında %64.5 iken 2010 yılına gelindiğinde %58.3 oranına kadar gerilemiştir ve bu düşüş her geçen gün devam etmektedir.


Aşağıdaki Tablo I’ de dünya üzerinde günümüzde toplam yaşayan erkek nüfus içindeki sünnetli erkeklerin oranını göstermektedir.Tabloya baktığımızda Müslüman ülkelerde ve İsrail’de sünnet oranının daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. İlginç olan Musevilikte sünnet net bir emir olmasına rağmen İsrail’deki sünnet oranı %91.7 iken İran,Türkiye,Afganistan,Irak gibi Müslüman ülkelerde, dini emir olarak Kuran’da yer almamasına rağmen bu oran %99 civarındadır. Öbür taraftan ABD ve Kanada iki sınır komşu ülke olmasına ve ülkelerdeki Hıristiyan nüfus oranlarının birbirine yakın olmasına (ABD %65,Kanada %53.3) rağmen iki ülke arasında sünnetli erkek oranında (ABD%71.2, Kanada %31.9) %123 gibi bir fark vardır.Başka ilginç tablo da; Fransa,İtalya, İtalya gibi Hıristiyan ülkelerde sünnetli erkek oranı %7’ nin altında iken ABD de % 71.2 gibi yüksek bir oranda olmasıdır.

ÜlkeOranÜlkeOran
ABD 71,2 Almanya 6,7
Kanada 31,9 İngiltere 20,7
Brezilya 1,3 Fransa 14
Avustralya 26,6 Endonezya 92,5
İtalya 2,6 Pakistan 96,4
İspanya 6,6 Bangladeş 93,2
Finlandiya 0,8 Japonya 9
Honduras 0,1 Filipinler 91,7
Ermenistan 0,1 Vietnam 0,2
Polonya 0,1 İran 99,7
Nijerya 98,9 Türkiye 98,6
Afganistan 99,8 İsrail 91,7
Irak 98,9 Danimarka 5,3

Son yıllarda bu durum ABD’de de çok yüksek oranda tartışılmaktadır.Bir çok sivil toplum örgütü ve meslek örgütü sünnetin zararları ve neden yapılmaması gerektiği üzerine propagandalar yapmaktadır. FOTO II’ de de görüldüğü üzere açık alanlarda çeşitli görseller ile sünnet karşıtlığı sergilenmektedir.


FOTO II: Sünnet: Gereksiz, Zararlı, Genital Sakatlamadır.


Hıristiyanlıkta olmamasına rağmen İngilizce konuşan Batılı ülkelerde(ABD,Kanada, İngiltere,Avustralya vb) sünnet nasıl ve ne zaman başlamıştır?:


Emily Bobrow 2017 yılında kaleme aldığı makalesinde bu konuya değinmiştir.Bobrow; son yıllarda gelişmiş ülkelerde sünnet karşıtlığının arttığını ve de sünnet olan yeni doğanların oranının düştüğünü ve bu durumun ABD’de hızla gerçekleştiğini belirtmektedir. ABD de neden geçmişte yüksek oranlara ulaşıldığını da, birkaç faktöre dayandırmaktadır.


1)Geçmişte tıbbi bazı araştırmalar sünnetin HIV bulaşma oranını azalttığını, bazı ürolojik hastalıkların ortaya çıkmasını engellemeye etkili olduğunu belirtmekteydi.Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar gösterdi ki; sünnet olayının sağlık açısından olumlu etkisi olmadığı gibi, HIV gibi hastalıkları engellemeye etkisinin de göz ardı edilebilecek kadar az olduğudur. Hatta bazı araştırmalar tam tersi sonuca ulaşmış ve sünnetin HIV bulaşma riskini artırdığını bulmuşlardır.


2) 19. Yüzyılda tıbbi araştırmalar günümüzdeki kadar etkin değil iken; İngiltere ve ABD deki doktorlar Fimozis(penisin sünnet derisinin penis başının ötesine çekilmesine izin verecek kadar esneyemediği bir durum) rahatsızlığının beyin rahatsızlıkları, delilik gibi birçok hastalığın sebebi olduğuna inanıyorlardı. Ancak daha sonraki tıbbi araştırmalar böyle bir ilişki olmadığını ortaya koydular.


3)20. yüzyıla gelindiğinde yine ABD li epedemiyologlar frengi ve tüberküloz hastalıklarının ülkedeki Yahudilerde daha az görülmesini sünnetli olmalarına bağlıyorlardı. Ancak yapılan araştırmalar bunun sebebinin sünnet değil; Yahudilerin kapalı bir toplum olmaları ve Yahudi olmayanlar ile cinsel ilişkiye girmeme eğiliminde olduklarından olduğu anlaşıldı.


4)İkinci Dünya savası sonrası dönemde ABD ‘de ekonomik kalkınma ve işçi haklarının gelişmesi sebebi ile birçok çalışan sağlık sigortalarına kavuştu ve daha önce pahalı olduğu için yaptırılmayan sünnet operasyonları sigorta kapsamına alındı. Bu durum da sünnet operasyonlarının sayısının artmasını sağladı. 1932'de erkeklerin sadece %31'i sünnet edildi; bu 1980'de %85 civarında zirve yaptı ve o zamandan beri düşmektedir.

Yetmişli yıllarda durum o kadar ilerlemişti ki; artık doktorlar Müslüman veya Musevi olduğunu bildikleri ailelerin çocuklarını doğumdan sonra sormadan sünnet etmeye başlamışlardı. Yazar Nil Gün kitabında 1974 ve 1976’da ABD de doğan çocuklarının hastanede kendisine ve eşine sorulmadan sünnet edildiğini anlatmaktadır.


5) Birçok ABD li doktor o dönemde 150-200 Dolar gibi iyi bir ücret olan sünnet ameliyatlarından ciddi para kazanıyorlardı. Bir doktor saatte 4-5 sünnet operasyonu gerçekleştirebildiği için çok ciddi para kazanmaya başladılar.Bu yüzden bazı doktorlar ‘sünnetin faydalı olduğu’ fikrini pompalıyor ve anne babaları sünnet ameliyatlarına yönlendiriyorlardı.Ancak sünnet ameliyatlarının sigorta kapsamına alınmadığı eyaletlerde sünnet oranları düşmekteydi.


6)Birçok ABD’li araştırmacıların sünnetli olmaları; çalıştıkları ortamlarda genelde sünnet operasyonlarının yaygın olması, bu ortamlardaki birçok kişinin bu durumdan para kazanıyor olmaları gibi gerçeklerden dolayı araştırmacıların sünnet konusunu kurcalamaktan uzak durmalarını sağladı.


7) İngilizce konuşan ülkelerde doktorlar 1800'lerin ortalarında, mastürbasyonu önlediğini iddia etmekteydiler. Özellikle Yahudi toplumunda mastürbasyon kabul edilemezdi.Bu amaçla da doktorlar sünneti tavsiye ediyorlardı.


Görüldüğü gibi sünnet operasyonları konusundaki birçok yanlış bilgi, inanış zamanla tıp dünyasındaki gelişmeler ve araştırmalar sayesinde çürütülmüş durumda. Bu sebeple sünnet karşıtlığı günümüzde ABD’li doktorlar arasında hızla artmakta. Öyle ki günümüzde İngilizce Konuşan ülkelerin başını çektiği bir çok ülkede çeşitli organizasyonlar sünnetin dezavantajlarını ve sağlığa hiçbir faydası olmadığını anlatan videolar ve yayınlar yaparak engellemeye çalışmaktadırlar. Daha önceleri sünnet ameliyatları gerçekleştiren doktorlar artık bu operasyonlara karşı olduklarını belirterek, maddi kazançlarından vazgeçerek artık sünnet ameliyatı yapmayacaklarını belirtmektedirler.